7 Haziran 2013 Cuma

ARI VE BİLİNMEYEN ÖZELLİKLERİ

Baş; Başta gözler, duyargalar ve beslenme organları bulunur. Baş vücudun ikinci kısmı olan göğse ince oynak bir boyunla bağlıdır. Göğüs ve karın segment denilen halkalardan oluşmaktadır.
Arının petek şeklinde bir çift bileşik ve üç adet basit gözü vardır. Basit gözlerin her biri binlerce küçük üniteden oluşmaktadır. Bileşik göz ana arıda 3.000, işçi arıda 4.000 ve erkek arıda 8.000'den fazla basit gözün birleşmesinden meydana gelmiştir.
Başta bir çift duyarga bulunmaktadır. Bunlar koku, tat ve dokunma hissetme duyularını sağlarlar. Duyargalar içerisinde bulunan sinir uçları sayesinde duyularına ek olarak rüzgar hızını ve hava sıcaklığını da algılayabilmektedirler. Arıların duyargaları o kadar hassastır ki 2 km mesafeden balın kokusunu alırlar.
Arıların ağız yapısı; üst dudak, üst çene, alt çene ve alt dudak olmak üzere dört kısımdan meydana gelir. Dil 6-7 mm arasındadır ve arı ırkına göre değişir.
Baş içyapı itibariyle de önemli salgıların yapıldığı kısımdır. İşçi arıların yutak üstü salgı bezleri genç yaşta arı sütü, daha ileriki yaşlarda baldakisakarozu parçalayan enzimler salgılarlar. Çenede bulunan bezler ana arıda ana arı feremonunu, işçi arılarda ise alarm feremonunu salgılamaktadır.










SİNEK VE BİLİNMEYEN ÖZELLİKLERİ

Birçoğunda gözler büyüyerek başın büyük bir kısmını kaplamıştır. Gözlerin büyüklüğü ve yeri, familyaya ve eşeylere göre farklıdır. Dişilerin birleşik gözleri alında oldukça ayrı kalmasına karşın, erkeklerinde birbirine değer. Gözlerin yaygın rengi kırmızıdan koyu kahverengine kadar değişir ve bu renkler, bordo, koyu yeşil, kırmızı bantlarla bölünerek, göze çok güzel bir renklenme verirler. Mağaralarda yaşayanlarında gözler körelmiştir. Üçgen şeklinde dizilmiş üç nokta göz sadece ışığın algılanmasından sorumludur; fakat şekil göremezler.
Karasineğin (Musca domestica) duyu organlarının en hayret verici ve göz kamaştırıcı olanı,karmaşık bir yapıya sahip olan gözleridir.Karasineğin başındaki altı göz, ortalama 400 bin ommatidden (gözcük) meydana gelen mükemmel bir görme sistemidir. Her bir gözcük ayrı bir noktayı gördüğünden, görüntü beyinde biraraya getirildikten sonra bir mânâ çıkartılır. Yani her gözcük bir gözün bütün özelliklerine sahiptir. Hatta bu özelliği sayesinde arkasını da görebilir. Küçük olduklarından ve 2 mm yakınındaki bir cismi net olarak görebildiğinden, ayrı bir merceğe ihtiyaç yoktur. Bu gözlerin bir üstünlüğü de görme hızından gelir. İnsan gözü saniyede 20 ilâ 50 açık- koyu renk değişimini farkedebilirken, karasinekte bu, saniyede yaklaşık 200 defaya çıkar.














KARINCA VE BİLİNMEYEN ÖZELLİKLERİ

Karınca, karıncalar (Formicidaefamilyasını oluşturan, yaban arıları ve arılarla birlikte zar kanatlılar (Hymenoptera) takımında yer alan, sosyal yaşam gösteren böceklere verilen ortak addır. Karıncalar, Kretase Dönemi'nin ortalarında, 110 ile 130 milyon yıl önce yaban arısına benzeyen hayvanlardan türemiş ve çiçekli bitkilerin ortaya çıkışından sonra çeşitlenmiştir. Günümüzde 12.000'den fazla türü sınıflandırılmıştır ve yaklaşık 14.000 civarında türü olduğu sanılmaktadır. Dirsekli antenleri ve ince bellerini oluşturan düğümsü yapıları ile kolaylıkla tanınırlar.
Karıncalar, boyutları küçük doğal boşluklarda yaşayan birkaç düzine avcı bireyden, çok büyük bölgeleri kaplayan ve sayıları milyonlarca bireyi içeren oldukça yüksek oranda organize kolonilere kadar oluşan topluluklar içinde yaşarlar. Büyük koloniler çoğunlukla "işçi" ve "asker" sınıflarını oluşturan kısır dişilerden oluşur. Bu kolonilerde aynı zamanda verimli erkekler ile bir ya da daha fazla ve "kraliçe" adı verilen verimli dişiler de bulunur. Bu koloniler bazen "süperorganizmalar" olarak tanımlanır çünkü karıncalar tek bir vücut hâlinde koloniyi desteklemek için bir arada çalışırlar.









ÇEKİRGE VE BİLİNMEYEN ÖZELLİKLERİ

Anadolu'da çekirgeler türlerine göre, 4-5 cm arasında değişen büyüklüklerde yaşamaktadır. Bilinen en küçük çekirge türü 2 cm olup şimdiye kadar tespit edilen en büyük çekirgelerin boyları 20 cm kadar olup, özellikle göçmen çekirge türlerinin diğerlerine göre 5 - 10 cm daha büyüktür. .
Çekirgeler, özellikle sıcak çöllere yakın yerlerde (Akdeniz çevresindeki bölgeler, Kuzey Amerika ve Arjantin'in orta kesimi, Asya ve Afrika çöllerine yakın bölgeler) tarıma büyük zarar verir. Türkiye'de çekirgeden zarar gören kesimler Güney Anadolu ve Trakya'dır. Çekirgeler zengin bitki örtülü ülkelere yaptıkları dehşet verici göçlerle ünlüdür. Kümeler halinde bırakılan yumurtalardan ilk yağmurlardan hemen sonra çıkan kanatsız çekirge yavruları büyük topluluklar halinde bitkilere saldırır. Yavrular erginleşip kanatlanınca göçün hızı daha da artar: karabulut gibi göç eden çekirge sürüsü indiği yerdeki bitkileri kısa sürede yer ve bitirir. Sıcak mevsimin sonunda dişiler bulundukları yerde yumurtlar; daha sonra erginler kalabalık topluluklar halinde ölür ve bu defa da cesetleri hastalıklara yol açar.









KENE VE BİLİNMEYEN ÖZELLİKLERİ

Keneler zorunlu kan emici ektoparazitlerdir. Bacakların uçlarında çengeller ve vantuzlar vardır. Deriye rahatça yapışarak hortumlarıyla kan emerler. İyice şiştikten sonra kendilerini yere atarak konaklarından uzaklaşır, ot veya ağaçlara tırmanırlar. Ön ayaklarının uçları dokunma ve koku alma için özelleşmiştir. Ormanlarda bulunduğu ağacın altından bir hayvan geçtiği takdirde üzerine düşüp derisine yapışır ve etine hortumunu sokarak kanını emer. Kenelerin tükürük salgısı dokuları sindiren ve likefiye eden proteolitik enzimler içerir. İnsan ve hayvan hastalıklarının taşınmasında rol oynayan en önemli vektörlerdendir. Birçok bakteririketsiyaspiroketvirüsparazitmantarprotozoa ve solucan kökenli hastalığa sebep olabilirler. Ek olarak toksikozlarfelçler ve alerjik reaksiyonlara da yol açabilirler. Dünya’nın her bölgesinde bulunurlar.